Ana içeriğe atla

3 Boyutlu Yazıcıyı ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

3 Boyutlu Yazıcı yada 3D printer teknolojisi, bilgisayar ortamında hazırlanan 3 boyutlu tasarımları, 3 boyutlu katı nesneler haline getirmeye yarayan bir teknolojidir. Klasik tekniklerden farklı bir yöntemle çalışan 3-B Yazıcı’lar, CNC tezgahları gibi nesneyi sadece oyarak veya delerek şekil vermiyor. 3 boyutlu baskı, dijital bir tasarımı katılımlı süreç “additive manufacturing” yani art arda gelen madde katmanları şeklinde döşeyerek, birbirine peşi sıra ekleyerek meydana getiriyor.  

3D baskıda üretim esnasında malzeme kaybı yaşanmamaktadır. Örneğin bir heykeltraşı düşünün. Çalışmayı büyük bir blok malzemeyle başlayacak ve onu işleyerek (artık kısmılar oluşturarak) ürüne ulaşmaya çalışır. Bu sürece “subtractive process” denir. Additive diye tabir edilen üretim şeklinde ise bunun tam tersi olarak 3 boyutlu yazıcı hammaddenin hiç bir bölümünü harcamaz. Üretim aşamasında ürünün neresine ne kadar hammadde gerekiyorsa onu kullanır. Bu avantajı sayesinde eskiden daha çok protitip üretmek için kullanılan bu teknoloji, günümüzde üreticiler tarafından son kullanıcı ürünlerini de üretmek için kullanır hale geldi.
3 boyutlu yazıcılar ve 3 boyutlu baskının tarihi 1970′lere kadar uzanıyor. Üreticilerin tasarım aşamasında prototip üretmek için kullandığı ve çok pahalı oldukları için fazla rağbet görmeyen bu teknoloji günümüzde ev kullanıcılarının dahi kullanabileceği fiyatlara indi. Hal böyle olunca da teknolojiye olan ilgi de bir anda arttı.
Çalışan ilk 3 Boyutlu yazıcı, 3D Systems adlı şirketin kurucusu 12 Mayıs 1939 doğumlu Chuck Hull (Charles W. Hull ) tarafından 1984 yılında icat edildi.
İlk olarak bir animasyon programı 3-D Printer teknolojisine ilham verdi. Bu programda dizayn edilen şekiller, katmanlara ayrıldı. Bu katmanları sırasıyla oluşturan 3-D Printerlarla daha sonra sanal olarak dizayn edilen nesnenin katı cismi medyana getirildi.
Tasarımı bilgisayar ortamında dijital olarak tamamlanan herhangi bir ürün, aynı boyutta ve aynı şekilde 3-D Printer teknolojisi sayesinde oluşturuldu.
3 boyutlu maddeler dizayn edilirken bunun katmanlar halinde olması gerekiyor.
3 boyutlu ve katmanlar halinde tasarlanan maddeler, daha sonra 3-D Printer cihazına gönderiliyor. Tasarımınıza uygun materyalinin seçilmesinin ardından lastik, plastik, kağıt, metal veya poliüretan benzeri materyallerden birini seçerek oluşturduğunuz şekli somut bir cisim haline getirebiliyorsunuz.
Yazıcının tasarımı 3 boyutlu hale getirirken kullandığı yöntemler, püskürtme, sıkma (sıkıştırma) veya 3-D Printer’dan ürünün ortaya çıkarıldığı platforma malzemelerin aktarılması şeklinde sıralanabilir.
Yazıcıya tasarladığınız ürünü çıkış almak üzere gönderdiğinizde, sırasıyla bioplastik hammaddeyi yazıcının haznesine doğru çekiyor ve onu eriterek kullanıma hazır hale getiriyor.
Kalınlığı ayarlanabilen uçlar ile ürün oluşturulmaya başlanıyor.
Cihazın platformunda şekillenen madde daha sonra soğuyarak katı hale geliyor ve ortaya dijital tasarımın aynısı çıkarılıyor.
Bu teknoloji, birçok sektörde kullanışlı hale getirilebilir. Özellikle medikal ürünlerin tasarımında başarılı ürünler ortaya çıkaran bu teknoloji ile kulak, ayak ve çene gibi tasarımlar yapılabiliyor.
3D yazıcıların tarihi
1984 – Charles Hull tarafından sayısal bilgi kullanarak 3 boyutlu obje üretimi geliştirildi.
1986 – Charles Hull Stereolithografi yöntemini geliştirdi ve patentini aldı.
1986 – Charles Hull 3D Sytems şirketini kurdu ve ilk ticari 3D yazıcı makinesini geliştirdi. Bu makinenin adı stereolithografi cihazıydı.
1988 – 3D Systems Şirketi genel kullanıma yönelik ilk modeli SLA-250 yi geliştirdi
1988 – Scott Crump Fused Deposition Modeling (FDM) “Ergitmeli Model Yığma” teknolojisini icat etti
1989 – Scott Crumb Stratasys şirketini kurdu.
1991 – Helisys şirketi ilk katmanlı obje üretim sistemini sattı
1992 – Stratasys ilk FDM makinesini sattı.
1992 – DTM şirketi ilk SLS sistemini sattı
1993 – Solidscape mürekkep püskürtme mantığı ile çalışan bir cihaz üretme amacı ile kuruldu.
1993 – “MIT” Mürekkep püskürtme yöntemil ile 3 boyutlu obke üretimi ile ilgili bir patent aldı.
1995 – Zcorp MIT nin patentini lisansladı ve bu teknoloji ile çalışan 3D printerları üretmeye başladı
1996 – Stratasys “Genisys” modelini piyasaya sürdü.
1996 – Z Corporation “Z402″ modelini piyasaya sürdü
1996 – 3D systems “Actua 2100″ ü piyasaya sürdü”. 3D yazıcı kelimesi ilk kez bu yılda kullanılmaya başlandı
1997 – EOS Stereolithografi şirketini 3D Systems şirketine sattı ancak halen Avrupanın en büyük üreticilerinden biri
2006 – Açık kaynak ilk 3D yazıcı projesi başladı – Reprap. Kendi parçlarınıda kopyalabilme özelliğine sahip bu makine sayesinde bir çok ev kullanıcısı 3D yazıcı sahibi olacaktı
2008 -Reprap’in ilk versiyonu tamamlandı. Kendi parçalarının %50 sini üretebiliyordu.

Yorumlar

  1. vay be adam 3d yazıcıyı teeeeee 1984 te buluyor
    3d yazıcının youtube'deki videolarından bir kaçını izlemenizi tavsiye ederim

    YanıtlaSil
  2. türkiye de burada iyi bir yere gelmeye çalışıyor arkadaşlar. kendi yazıcılarımızı ve hammaddelerimizi reekabetçi şekilde üretebiliyoruz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Geometri ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Yunanca bir kelime olan geometri, kelime anlamı olarak yerin ölçülmesi demektir. Geometri çok eski çağlardan beri vardı. Ancak geometri ismi, bu ilmin ilk sistematik hale gelmeye başladığı eski Yunanlılarda verilmiş olup, aksiyomatik bir bilim haline gelmesine rağmen, halen kullanılmaktadır. İ.Ö. 1700 yılından kalma bir Mısır papirüsünün üzerinde,  Ahmes  adlı bir yazar tarafından yazıldığı anlaşılan şu satırlar vardı: