Yatay doğrultuda yer altından veya nehir altından geçiş sağlayan üstü kapalı mukavim geçit, yol. Tünel, mâden çıkarmak maksadıyle kazılmış, şehirleşme ilerledikçe su yolları, giriş çıkış yolları olarak kullanılmaya başlanmıştır. Tüneller kale duvarlarının uçurulması ve kale içlerine girilmek üzere askerî maksatla da kullanılmıştır.
Endüstrinin ve ticâretin artmasıyle dağlara, nehir altlarına hatta boğaz şeklindeki deniz diplerine yolları kısaltmak maksadıyla hem karayolu hem de demiryolu geçitleri olarak birçok tünel inşâ edilmiştir. Şehir
nüfusları arttıkça yolcu ve eşyâ taşınmasının getirdiği güçlükler şehirler altına metro ismi verilen tüneller kazılmasıyla hafifletilmiş oldu. (Bkz. Metro)
Hidroelektrik santralları, şehirlerin kanalizasyon, hava gazı, su boruları ile elektrik enerji kablolarının döşenmesiyle ilgili ihtiyaçlar arttıkça tünel yapımı da artmıştır. Tünel şeklinde yapılan geçitlerin şehirlerde trafik problemlerini, hava kirliliği, gürültü, hayvan ve bitkilere zararlarını ortadan kaldırdığı ve
iyi bir sığınak olduğu muhakkaktır.
M.Ö. 2100 senelerinde Bâbil’de yer altında bir binâyı diğerine bağlayan tüneller yapılmıştır. Bâbillilerin
tüneller kazarak Fırat Nehrinin yatağını değiştirdikleri târihlerde yazılıdır. Fırat Nehri yatağı altında
4,6×3,6 metre genişliğinde üstü biriketle örtülü geçit tünel yapmışlardır. Tünel yapma tekniği eski
Mısırlılar zamânında çok ileri gitmişti. Sert kayalar testere ve matkaplarla kesilmek ve delinmek
sûretiyle parçalanıyordu. Romalılar kayaları parçalamak için ateş yakma metodunu kullanıyorlardı.
Tünel açmada barutla patlatma metodu 1600’lerde tatbikata konuldu. Alfred Nobel’in 1867 senesinde
dinamiti keşfetmesiyle barut, yerini dinamite bıraktı.
Tünelin tatbik sahası en çok demiryolları, karayolları, barajlardan arâzi ve şehirlere su kanalları,
kanalizasyon (Bkz. Kanalizasyon) ve metrolardır. Dünyânın en uzun demiryolu tüneli 1980 senesinde
Japonya’da yapılıp işletmeye açılan 54.100 metre uzunluğundaki Seikan Tünelidir. Dünyânın en uzun
karayolu tüneliyse İsviçre’de 1978 senesinde işletmeye açılan 16.400 m uzunluğundaki Alp Dağlarında
yer alan St. Gothard Tünelidir. 1993 yılı sonlarında kısmen bitirilen Manş Tüneliyse 37,9 km deniz
altında olmak üzere toplam 50,5 km’dir. Alp Dağlarında İtalya’yı Fransa’ya bağlayan diğer iki uzun
tünel 1965 senesinde açılan ve 11.700 m uzunluğundaki Mont Blanc ve 1978 senesinde açılan ve
12.700 m uzunluğundaki Frejus Tünelleridir. Türkiye’deki en uzun tünel Adana Ayrancı Tüneli olup, 5
km’dir. Karayolu tüneli olarak da 1600 metre uzunluğundaki Zigana Geçidi vardır.
Endüstrinin ve ticâretin artmasıyle dağlara, nehir altlarına hatta boğaz şeklindeki deniz diplerine yolları kısaltmak maksadıyla hem karayolu hem de demiryolu geçitleri olarak birçok tünel inşâ edilmiştir. Şehir
nüfusları arttıkça yolcu ve eşyâ taşınmasının getirdiği güçlükler şehirler altına metro ismi verilen tüneller kazılmasıyla hafifletilmiş oldu. (Bkz. Metro)
Hidroelektrik santralları, şehirlerin kanalizasyon, hava gazı, su boruları ile elektrik enerji kablolarının döşenmesiyle ilgili ihtiyaçlar arttıkça tünel yapımı da artmıştır. Tünel şeklinde yapılan geçitlerin şehirlerde trafik problemlerini, hava kirliliği, gürültü, hayvan ve bitkilere zararlarını ortadan kaldırdığı ve
iyi bir sığınak olduğu muhakkaktır.
M.Ö. 2100 senelerinde Bâbil’de yer altında bir binâyı diğerine bağlayan tüneller yapılmıştır. Bâbillilerin
tüneller kazarak Fırat Nehrinin yatağını değiştirdikleri târihlerde yazılıdır. Fırat Nehri yatağı altında
4,6×3,6 metre genişliğinde üstü biriketle örtülü geçit tünel yapmışlardır. Tünel yapma tekniği eski
Mısırlılar zamânında çok ileri gitmişti. Sert kayalar testere ve matkaplarla kesilmek ve delinmek
sûretiyle parçalanıyordu. Romalılar kayaları parçalamak için ateş yakma metodunu kullanıyorlardı.
Tünel açmada barutla patlatma metodu 1600’lerde tatbikata konuldu. Alfred Nobel’in 1867 senesinde
dinamiti keşfetmesiyle barut, yerini dinamite bıraktı.
Tünelin tatbik sahası en çok demiryolları, karayolları, barajlardan arâzi ve şehirlere su kanalları,
kanalizasyon (Bkz. Kanalizasyon) ve metrolardır. Dünyânın en uzun demiryolu tüneli 1980 senesinde
Japonya’da yapılıp işletmeye açılan 54.100 metre uzunluğundaki Seikan Tünelidir. Dünyânın en uzun
karayolu tüneliyse İsviçre’de 1978 senesinde işletmeye açılan 16.400 m uzunluğundaki Alp Dağlarında
yer alan St. Gothard Tünelidir. 1993 yılı sonlarında kısmen bitirilen Manş Tüneliyse 37,9 km deniz
altında olmak üzere toplam 50,5 km’dir. Alp Dağlarında İtalya’yı Fransa’ya bağlayan diğer iki uzun
tünel 1965 senesinde açılan ve 11.700 m uzunluğundaki Mont Blanc ve 1978 senesinde açılan ve
12.700 m uzunluğundaki Frejus Tünelleridir. Türkiye’deki en uzun tünel Adana Ayrancı Tüneli olup, 5
km’dir. Karayolu tüneli olarak da 1600 metre uzunluğundaki Zigana Geçidi vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder