Ana içeriğe atla

Fişeği ilk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi gelişimi

Fişek nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı

Ateşli silahlardan tabanca, tüfek cephanesi. Kurşun olarak da bilinmektedir. Fişek, kovan ve çekirdek veya mermi olmak üzere başlıca iki kısımdan meydana gelmektedir. Kovan, içine mermiyi hedefe götürecek kuvveti doğuran barutun konup ucuna merminin yerleştirildiği bir ucu kapalı silindirik, karton veya mâdenî malzemeden yapılmış bir parçadır. Av tüfeklerinin kovanları, kapalı ucu pirinç malzemeden olmak üzere kartondan yapılır. On yedinci yüzyılda ilk yapılan fişeklerin kovanları da kartondur. Fişeklerin, silah namlusunun ucundan doldurulduğu ilk zamanlarda, karton kovan biraz yırtılıp barutun bir kısmı namlu içine ve ha
zneyi dışarıya irtibatlayan falya deliklerine dökülmek sûretiyle ateşlenmesi sağlanıyordu. Fişeği meydana getiren kovan, barut, çekirdek silâhı doldururken bir araya getiriliyordu.


Ateşli silahların bulunmasından sonra, toz halindeki barut, silahın içine bir torbadan alınarak dolduruluyordu. Ancak, bu son derece tehlikeli bir yöntemdi. 16. yüzyılın başlarından itibaren, kağıt ambalajlar içinde “bir atımlık barut’lar hazırlandı. Silahı kullanacak kişi, silindir şeklindeki bu paketin tepesini yırtarak, içindeki barutu silahına boşaltıyor, arkasından da kurşunu koyuyordu.

On dokuzuncu yüzyılda silâhların namlu dibinden, yâni dipçik kısmından doldurulması geliştirilince kovan, mermi, barut ve ateşlemeyi sağlayan kapsül tek parça olarak imal edilmeye başlandı.  1812 yılında İsveçli silah yapımcısı Samuel Pauly, Paris’teki dükkânında modern fişeğin ilk örneğini geliştirdi. Metal tabanlı bir karton kutu biçiminde olan bu fişeğin içine mermi ve bir perküsyon (delme) kapsülü koyulmuştu. Ateşlemeyi sağlayan ve kovanın dibine yerleştirilen kapsül, silahın tetiğiyle harekete geçen bir iğne tarafından patlatılmakta ve barutun ateşlenmesi sağlanmaktaydı.  Karton kovanların nemden çok etkilenmesi ve bu tip fişeklerin çabuk ateş almaması gibi mahsurlarından dolayı, kovanlar madeni olarak yapılmaya başlandı. Günümüzde hala fişeklerin kovanı pirinçten yapılmaktadır. Geri tepmesiz toplarda kovana hava delikleri açılır.

Fişek atan ilk modern silah ise, 1837 yılında Almanya’da Johann Dreyse tarafından geliştirildi. Bu silah, Pauly fişeğinin bir benzerini atıyordu. 1870 yılında bütünüyle metal fişekler yapılmaya başlandı.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda metal fişeklerin etkinliği büyük oldu.

Fişeğin çekirdek veya mermi kovanı, kurşun veya çelikten yapılır. Genellikle kurşundan yapılmasına rağmen hedefe çarptığında deforme olmaması için kurşuna antimon katılır. Hatta çok hızlı mermilerde kurşun çekirdeğin dışı bakır-nikel veya bakır-çinko alaşımı bir kılıfla örtülür. Mermilerin çapları, tüfek ve tabanca mermilerinde kalibre, top mermilerinde ise direk mm ile ölçülür. Kalibre bir inchin (25,4 mm) yüzde birine eşittir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Sünnet mevlüdünde okunacak dua

Sünnet mevlüdünde okunacak dua اَعُوذُ بِالِّٰهل مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجي۪مِ بِسْمِ الِّٰهل الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم وَ الصَّ ةَالُ وَالسَّ مَالُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق إِمَامًا اَللّٰهُمَّ أَكْثِرْ ماَلَهُ وَوَلَدَهُ وَباَرِكْ لَهُ في۪مَا أَعْطَيْتَهُ Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm. Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Elhamdülillâhi rabbil-‘âlemin. Vas-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammediv ve ‘alâ âlihî ve eshâbihî ecma’în. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.” Anlamı: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı biz