Ana içeriğe atla

Mürekkepi İlk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi

Mürekkep nedir ilk kim buldu ve kullandı
 mürekkeb nedir
Eski Mısırlılar ve Çinliler, lamba isini su ve tutkalla karıştırarak mürekkep yapmasını biliyorlardı. Lamba isinden elde edilen mürekkepler, Ortaçağ’da Avrupa’da da kullanıldı. 1400’lü yılların ortalarında ise, Alman matbaacı Johann Gutenberg yağ esaslı baskı mürekkeplerini geliştirdi.  Asıl yazı mürekkebini ise, 1834 yılında, İngiltere’de Henry Stephens üretti ve 15 yıl sonra da yoğun biçimde kullanılmaya başlandı. Sentetik mürekkepler ise, 1860’h yıllarda İngiltere ve Almanya’da yapıldı.



Mürekkep, içinde bulunan terkiplere ve kullanıldığı yerlere göre; hat mürekkebi, yazı ve çizim mürekkebi ve matbaa mürekkebi olmak üzere üç ana gruba ayrılır.

Hat mürekkebi: Hattatlar tarafından gerek hat sanatı ve gerekse el yazısı olarak yazılan yazılarda kullanılan bir mürekkep çeşididir. Genel olarak bu mürekkebin terkipleri, is ve zamktan meydana gelmektedir. İste kimyevi özellik bakımından bol miktarda karbon bulunması sebebiyle ışıktan ve havadan etkilenmez. İsi, beziryağı, neftyağı, zeytinyağı, çıra, gazyağı ve lastik gibi çeşitli maddelerden elde etmek mümkündür. En iyi is mürekkebi, keten tohumundan çıkartılan beziryağından elde edilir. Gazyağından ve araba lastiğinden elde edilen isten de iyi mürekkep elde edildiği söylenir. Hat mürekkebinin ikinci ara maddesini meydana getiren zamka, “zamk-ı arabî” denir. Zamk-ı arabî, ağaçların (çam ağacı, erik ağacı gibi) yara almış kabuk kısımlarından tabiî olarak çıkan yapışkan bir mâyinin adıdır. Balın belirli bir kıvamda kullanılması da zamk-ı arabî yerine geçebilir. Hat sanatında mürekkebin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Yazılan yazıların bozulmadan nesilden nesile intikali, ancak mürekkebin kalitesine bağlıdır. Bu sebepten hattatlar, mürekkep seçimine çok  dikkat ederlerdi.

Yazı ve çizim mürekkebi: Bu mürekkebi, günümüzde kullanılan mürekkep çeşitleri ihtiva etmektedir. Boya maddesi olarak sentetik pigmentler kullanılmaktadır. Bugünkü mürekkeplerde yıkanabilirlik özellik de aranmaktadır. Kalitesinin artması için demirsülfat, gallik ve tannik gibi asitler de katılmaktadır.

1940 senelerinden sonra tükenmez kalem (bilyalı uç), keçe kalem, ince uç fiber kalemler ortaya çıkınca, mürekkep yapımında da değişmeler olmuştur. Mürekkep içine, gropilen glikol, propil alkol, toulen, gliko eter gibi organik maddeler de katılır. Bunlar mürekkebe, akışkanlık ve kuruma özellikleri vermektedir.

Çini mürekkebi: Çini mürekkebi çizim maksadına uygundur. Çini mürekkebi, rafine edilmiş lamba siyahının suda eriyiğidir. Buna “Hind” mürekkebi de denir. Modesu çini mürekkepleri, karbon yerine çeşitli mineral pigmentleri ihtivâ eder.

Matbaa mürekkepleri: On beşinci yüzyılda görülen ilk matbaa mürekkebi, keten tohumu ile tabiî reçinenin karbon karasının  karıştırılmasından yapılmıştır. Modern baskı sistemlerinde kullanılan mürekkepler sentetik pigmentler, yapıştırıcılar, solventler ihtiva eder. Baskı cinsine göre çabuk veya geç kuruyan mürekkepler vardır. Ayrıca kuruma zamanı, baskı makinasında dışardan da kontrol edilir. Kuruma kobalt veya kurşun ile hızlandırılabilir. Bâzı mürekkepler tatbik edildiği şartlarda emilerek kurur. Gazetelerde bu tür mürekkepler kullanılır. Mürekkep içerisine çabuk uçucu solventler konulursa baskı yapıldıktan sonra solvent, normal sıcaklıkta hemen uçarak geride reçineli boya maddesini bırakır. Bu özelliğiyle matbaada daha pratik bir yapıya kavuşmuş olur. Çok hızlı bir gelişme ve
değişme içerisinde bulunan matbaacılıkta mürekkebin çok önemli bir yeri vardır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Sünnet mevlüdünde okunacak dua

Sünnet mevlüdünde okunacak dua اَعُوذُ بِالِّٰهل مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجي۪مِ بِسْمِ الِّٰهل الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم وَ الصَّ ةَالُ وَالسَّ مَالُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق إِمَامًا اَللّٰهُمَّ أَكْثِرْ ماَلَهُ وَوَلَدَهُ وَباَرِكْ لَهُ في۪مَا أَعْطَيْتَهُ Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm. Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Elhamdülillâhi rabbil-‘âlemin. Vas-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammediv ve ‘alâ âlihî ve eshâbihî ecma’în. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.” Anlamı: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı biz