Ana içeriğe atla

Paraşütle Atlamayı İlk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi

Paraşütle Atlamayı  nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı

Paraşütle Atlamayı kim buldu
22 Ekim 1797 günü, Andre-Jacques Garnerin tarafından, Paris’te Parc Monceau’da yapıldı. Garnerin, 743 metre yükseklikten, bir balondan atladı. 7 metre çapındaki paraşüt, kapalı bir şemsiyeyi andırıyordu ve ortasındaki destek çubuğu bir iple balonun sepetine bağlanmıştı. Şemsiyenin alt ucuna bağlı sepete de Garnerin oturmuştu. Balonun sepetinde bulunan Garnerin’in kardeşi, paraşütün ipini kesti ve paraşüt aşağıya inmeye başladı. Bu anda,
“kapalı şemsiye” açıldı ve iniş yavaşladı.



Paraşütle ilk acil atlayış da, 1808 yılında, Polonya’nın Varşova kentinde yapıldı. Jordaki Kurapento, bindiği Mongolfier balonunun alev alması sonucu paraşütle aşağı atladı. Bu, motorlu uçakların yapımına kadar kayıtlara geçen ilk acil durum atlayışı oldu.

Uçaktan paraşütle ilk atlayış ise, 1 Mart 1912 günü, Yüzbaşı Ablert Berry tarafından, Benosit marka bir uçaktan Jefferson Barracks üzerinde yapıldı. Berry, 300 metre yükseklikten atlamıştı. Anthony Jannus kumandasındaki uçak, Kinloch Park’taki Benoist Uçuş Okulu’ndan saat 2.30’da havalandı. 2.5 saat sonra da atlayışın yapılacağı bölgeye geldi. “Flight” dergisindeki habere göre, Berry’nin paraşütü, atlayıştan sonraki ilk 130 metreden sonra açıldı. Salimen yere inen Berry, derhal yerinden fırlayarak komutanı Binbaşı W.T. Wood’a koştu ve raporunu verdi.

Uçaktan paraşütle atlayan ilk kadın, ABD’nin Kuzey Caroline eyaletinden Bayan Georgia Thompson, 1908 yılında, Charles Broadwick paraşüt ekibine katıldığı zaman, 15 yıllık ev kadını ve anneydi. İlk atlayışını 21 Haziran 1913 günü, Glenn Martin’in kullandığı bir uçaktan, Los Angeles’da, Griffith Parkı üzerinde yaptı. “İnce Broadwick” olarak tanınan bu ilk kadın paraşütçü, 4 Temmuz 1914 günü, San Diego’da ilk kez elle kumanda edilen bir paraşütle uçaktan atladı.

Savaşta paraşütle atlayan ilk askeri pilotlar ise, 1918 yılının baharında, Heinecke tipi paraşütleriyle uçaklarını kullanan Alman Hava Kuvvetleri’ne bağlı pilotlardır. O yılın 1 Nisan’- ında, Jasta 56 adlı hava birliğinden Vzfw. Weimer, Albatross DVa tipi uçağının İngiliz mevzileri üzerinde vurulması sonucu, savaşta paraşütle atlayan ilk askeri pilot oldu. Sağ olarak yere inmesine karşın, İngilizlere tutsak olmaktan kurtulamadı.

Paraşütle kural dışı ilk serbest atlayış, Amerikan Hava Kuvvetleri’nden Çavuş Randall Bose tarafından gerçekleştirildi. Çavuş Bose, bir arkadaşıyla, atlayıştan 300 metre sonra paraşütünü açtığı halde salimen aşağı inebileceğine dair iddiaya girmişti. Deneme, 1924 yılında, Long Island’da yapıldı. 1500 metre yükseklikten atlayan Bose, 500 metre düştükten sonra paraşütünün ipini çekti ve burnu bile kanamadan aşağı inmeyi başararak iddiayı kazandı.

Paraşüt Sporu kulübü 1933 yılında Moskova’da kuruldu. Paraşütçülüğün spor olarak gelişimine büyük önem veren Sovyetler Birliği, ilk spor kulübünün kuruluşundan üç yıl önce de, Sovyet Paraşüt Sporu Festivali’ni düzenlemişti. 1930’lu yıllarda, ülkenin pek çok yerinde yüzlerce paraşüt kulübü kuruldu ve halk parklarının çoğunda atlama kuleleri inşa edildi. Bu çalışmalar, Sovyetler Birliği’ni paraşüt konusunda dünyanın en önde gelen ülkesi haline getirdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Sünnet mevlüdünde okunacak dua

Sünnet mevlüdünde okunacak dua اَعُوذُ بِالِّٰهل مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجي۪مِ بِسْمِ الِّٰهل الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم وَ الصَّ ةَالُ وَالسَّ مَالُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق إِمَامًا اَللّٰهُمَّ أَكْثِرْ ماَلَهُ وَوَلَدَهُ وَباَرِكْ لَهُ في۪مَا أَعْطَيْتَهُ Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm. Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Elhamdülillâhi rabbil-‘âlemin. Vas-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammediv ve ‘alâ âlihî ve eshâbihî ecma’în. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.” Anlamı: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı biz