Ana içeriğe atla

Kivinin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Kivi, meyveleri ufak limon veya tavuk yumurtası büyüklüğünde olup, dış kabuğu kaba dokulu, tüylü ve kahverengimsi yeşil renkli bir meyvedir. Meyve etleri açık yeşildir, üzerinde çizgiler bulunur. Meyvenin merkezinden etrafına doğru yayılan çok miktarda tohumları vardır. Çin üzümü, bektaşi üzümü, kivi asması veya sadece kivi olarak da bilinir. Kivinin ilk ortaya çıktığı yer Güneybatı Çin’dir. Ancak Güney ve Doğu Asya’da yaygın olan kivi, Sibirya ve Japonya’dan Çin’e, Taylan’a, Malezya’ya ve
Endonezya’ya kadar yayılır.
Bitki, asmaya benzer sarılıcı karakterdedir. Gövdeleri tüysüz veya az tüylüdür. Büyüme yaprak koltuklarında tomurcuklardan olur. Çiçekler koltuklarda tekli veya salkım şeklinde olup, beyaz, sarı ve pembemsi renklerdedir. Bitki iki evciklidir ve türlerde erkek ve dişi çiçekler farklı büyüklüktedirler.
Meyveler tüylü veya tüysüzdür. Embriyosu büyük, çok sayıda küçük çekirdekleri vardır. Kivinin ilk kültüre alındığı ülke Çin’dir. Avrupa’ya ilk defa canlı bitki örnekleri 1847 yılında Robert Fortuna ve 1879 yılında Charles Maries tarafından getirilmiştir. 1906’da Allison bitkinin tohumlarını Yeni Zelanda’ya götürmüş ve bunlardan 1910’da ilk meyvesini almıştır. Meyvelerinden faydalanılabilineceğini de ilk olarak Allison ortaya koymuştur. Yeni Zelanda’da süratli gelişme gösteren bu yeni meyvenin bugün de çok yaygın tanınan Allison, Bruno, Hayvard çeşitleri selekte edilmiş ve geniş ölçüde yetiştirilerek yayılmıştır.
Meyve eti, sulu, yumuşak, çilek veya üzümü andırır ve lezzeti tatlımsı mayhoştur. Taze tüketiminin yanında salata, pasta, marmelat yapımında kullanılmaktadır. Kivi meyvesinde özellikle yüksek oranda C vitamini (100 gramda 175 mg), vitamin A, B1, PP, B2 ile proteinler, kalsiyum, fosfor, demir gibi mineraller de vardır. Meyve suyunun pH’sı genellikle 3,3-3,8 arasındadır. Yüksek besin değerinden dolayı kiviye sağlık meyvesi adı verilir. Kivinin mineral madde miktarı diğer meyvelerden fazladır. Diğer taraftan C vitaminince zengin olarak tanınan birçok meyveyi geride bırakmaktadır. Mesela, C vitamini oranı ortalama olarak elmadan 10 kat, portakaldan 3 kat fazladır. İnsanın günlük C vitamini ihtiyacının 60 mg olduğu dikkate alınırsa, bir kivi meyvesi bunu rahatlıkla karşılamaktadır.
Kivi, genel olarak kışları ılık, yazları sıcak ve nemli bir iklime ihtiyaç duyar. Buna rağmen yayılış yerlerine (Avrupa’da, Sicilya’da ön Alplere kadar) bakılırsa geniş bir coğrafik yayılmaya sahiptir. Kara ikliminden çok, nemli ılıman iklim bitkisidir. İlkbahar ve sonbahar donlarının görülmediği yerlerde, güzel drenaje edilmiş topraklarda iyi yetişir. Verim çağındaki bitkiler aralık, ocak aylarında -10, -15°C’ye kadar düşen sıcaklıklara dinlenme döneminde olduklarından kolayca dayanabilirler.
Kiviler, yıl boyunca nispeten yüksek bir hava nemi ve yeterli su kaynağına ihtiyaç duyarlar, ancak kök bölgesinde aşırı su istemezler. Kivi yetiştiriciliği için en iyi topraklar, kolay işlenebilen iyi drena olmuş, iyi su tutabilen, tınlı, hemen hemen asit ile nötr arası  topraklardır. Kötü drenajlı ve çok nemli ortamlara toleransı azdır.
Kivinin tohumla üretimi, öncelikle ekonomik meyve üretimi için güçtür. Tohumdan elde edilen fidanları, vegatatif usullerle çoğaltılanlara oranla daha geç meyve verirler. Aşı yaparak ve çelik kullanarak yapılan vegatatif çoğalma ile fidanların verimi daha iyidir. Bu şekilde üretilen fidanlar 3 yılda meyve verirler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Matrisi İlk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi

Matris Dedektörü nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı Matematikte matris veya dizey, dikdörtgen bir sayılar tablosu veya daha genel bir açıklamayla, toplanabilir veya çarpılabilir soyut miktarlar tablosudur. Dizeyler daha çok doğrusal denklemleri tanımlamak, doğrusal dönüşümlerde (lineer transformasyon) çarpanların takibi ve iki parametreye bağlı verilerin kaydedilmesi amacıyla kullanılırlar. Dizeylerin toplanabilir, çıkartılabilir, çarpılabilir, bölünebilir ve ayrıştırılabilir olmaları, doğrusal cebir ve dizey kuramının temel kavramı olmalarını sağlamıştır.