Ana içeriğe atla

Pastırmanın tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pastırma et, tuz ve kırmızı biberin birbirine karıştırılarak, sarmısak ve çemenle bastırılıp güneş veya iste kurutulmasıyla meydana gelen bir çeşit et yiyeceğidir. Etler bastırılarak yapıldığı için “bastırma” ismi verilmiştir. Daha sonra bu kelime halk arasında “pastırma” olarak değiştirilmiştir. Ülkemizde özellikle Kayseri yöresinin pastırmaları ünlüdür. Peki pastırmayı ilk kim buldu?
Pastırma, çok eski bir Türk yemeği ve et konservesidir. Tarihi Orta Asya’da yaşayan Hun ve Oğuz Türklerine kadar ulaşmaktadır.
Türkler savaşçı oldukları için, hayatlarının ekserisi at üzerinde geçer, sağa sola çok göç ederlerdi. Yola ve savaşa giderlerken gıdasız kalmamak, fazla zaman harcamamak için, yanlarına tuzlanmış sığır ve buna benzer hayvan etleri alırlardı. Bu etleri deri dağarcıklar yani kılıflar içine, bazan da açıktan atın eğerine bağlayarak, bacaklarının arasına iyice sıkıştırırlardı. Tuzlanmış et parçaları haftalar süren yolculuk esnasında basıla basıla “pastırma” haline gelmiş olurdu. Yemek pişirmek için vakti olmayan yolcu, savaşçı hiç zaman kaybetmeden bu kolay ve besleyici etleri biraz keser yer, gıdasını alırdı.
Yurdumuza pastırmanın hangi tarihlerde geldiği hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Bazı tarihî kayıtların verdiği bilgilere göre Selçuklular tarafından Anadolu’ya getirildiği tahmin edilmektedir. Pastırma, Türkler vasıtasıyla Rumeli’ye, Balkanlar’a ve çevresine götürüldü. Oralarda tutulan ve sevilen bir yiyecek halini aldı.
Türkiye’de en iyi ve en çok pastırma Kayseri’de yapılmaktadır. Kayseri dendiği zaman hemen pastırması akla gelir. Yurdun her yerinde ve doğu illerinde de pastırma yapılmaktadır.
Pastırmanın yapılışı:
Genelde sığır, at, deve etinden yapılan pastırma, koyun, keçi etinden de yapılmaktadır. En kaliteli pastırma ise sığır etinden olmaktadır.
Sığırların sırtlarından ve sinirsiz yerlerinden ayrılan az yağlı veya hiç yağı olmayan et parçaları önce parçalar halinde bölünüp bolca tuzlanır. Hazırlanmış tahtalar içinde iyice dövülür. Daha sonra bastırılarak çemen tohumu, kırmızı biber ve tuz karışımından meydana gelen bulamaç, dövülmüş etin üzerine sürülür. Bu şekildeki bulamaca “çemen” ismi verilmektedir. Pastırmanın üzerine sürülen bu
maddeler, ete çok güzel koku vererek, uzun bir müddet kokuşmasını önler. Pastırma yapımına yaz ayının sonunda, sonbahar mevsiminin ortalarında başlanır. Hazırlanmış, tuzlanmış ve çemenlenmiş parçalar rüzgarlı yerlerde kurutularak hazır hale getirilir.
Pastırma, çok kuvvetli albüminli bir gıdadır. Bilhassa bedenen çalışan insanlar için bol enerji kaynağıdır. Hazmı çok kolaydır. Etin esas gıda değeri eksilmediği, bileşimindeki su miktarı azalmış olduğundan az bir pastırma parçasında çok miktarda etin yerini tutan besin ve kalori değeri mevcuttur. Pastırma yapımında kullanılan etlerde hile az olduğu için, yapılmakta olan diğer et konservelerinden besin değeri daha fazladır.
Pastırmanın, sırt, kuşgönü, şekerpare, sırtyağlı, dilme vb. çeşitleri vardır. İyi pastırma koyu kırmızı renktedir. Açık kırmızı renkte olan pastırmalar iyi kalite değildir. Ağızda lastik gibi uzar, besin değeri azdır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Matrisi İlk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi

Matris Dedektörü nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı Matematikte matris veya dizey, dikdörtgen bir sayılar tablosu veya daha genel bir açıklamayla, toplanabilir veya çarpılabilir soyut miktarlar tablosudur. Dizeyler daha çok doğrusal denklemleri tanımlamak, doğrusal dönüşümlerde (lineer transformasyon) çarpanların takibi ve iki parametreye bağlı verilerin kaydedilmesi amacıyla kullanılırlar. Dizeylerin toplanabilir, çıkartılabilir, çarpılabilir, bölünebilir ve ayrıştırılabilir olmaları, doğrusal cebir ve dizey kuramının temel kavramı olmalarını sağlamıştır.