“Fonograf” adı verilen ilk ses kayıt aygıtı, Thomas Alva Edison tarafından 1877 yılında geliştirildi. Aygıt üzerindeki son teknik çalışmaları, Edison’un teknisyeni John Kruesi, 6 Aralık günü New Jersey’deki West Orange’ m atölyesinde tamamladı. Aynı gün, “Mary” nün küçük bir kuzusu vardı” adlı şarki plağa alındı. Bilimin son mucizesine ilişkin olarak Scientific American dergisinin 22 Aralık 1877 günlü sayısında şu satırlar çıktı: “Geçenlerde Bay Thomas Â. Edison, büromuza geldi. Masamızın üstüne küçük bir aygıt koydu. Bir kolu çevirdi ve aygıttan çıkan bir ses,
bize sağlığımızın ne alemde olduğunu sordu. Daha sonra da bu aygıtın adının fonograf olduğunu söyledi ve ‘umarım beğenmişsinizdir’ dedi. Aynı ses, en sonunda bize iyi geceler diledi. Bu sözleri yalnızca biz değil, masamızın etrafına toplanan bir düzineyi aşkın insan da duydu.” Edison’un konuşan makinesinin seri üretimine 24 Nisan 1878 günü, New York’ta başlandı. İlk birkaç aygıtı alan gezginci tanıtımcılar, yanlarındaki plakları ücret karşılığında gittikleri yerlerde dinlettiler ve kazançlarının bir bölümünü, komisyon olarak Edison’un şirketine ödediler. Bu komisyon, fonograflarla birlikte verilen plakların kirası olarak alınıyordu. Bu gösterilerde, ayrıca ses kaydı da yapılıyordu. New York’ta yapılan gösterilerden birinde, “Yankee Doodle” adlı parça, Jules Levy tarafından kornetle çalındı ve bu ilk enstrümanlı müzik kaydı oldu. Evde kullanılabilecek pikapların ilki de, Edison şirketi tarafından 1878 yılında 10 dolardan piyasaya çıktı. Aygıtın yarattığı ilk heyecandan sonra, kayıtların kötülüğü, plakların dayanıksızlığı ve pikabı çalıştırmanın güçlüğü daha belirginleşti ve plağa olan ilgi azaldı. Edison da kendisini ampulüne ilişkin çalışmalara vermişti. Bell ve Tainter tarafından ilk geliştirilmiş gramofon üretilinceye kadar da ses kayıt tekniğiyle ilgilenmedi. İngiltere’de satış amacıyla doldurulan plaklardan günümüze kadar kalabilenleri, London Phonograph Co. tarafından 1892 yılında yapılan kayıtlardır. Harry Bluff’un seslendirdiği komik şarkılar ve baladlardan oluşan bu plaklarda, sanatçıya piyanist Edward Hesse eşlik ediyordu. Komedi dünyasının krallarından Albert Chevalier, özyaşam öyküsünde, 1892 yılında ziyaret ettiği bir panayırda,bir pikaptan kendi sesinin yükseldiğini duyunca hayretler içinde kaldığını belirtir. Zira, o güne dek hiç plak doldurmamıştır. Kuşkusuz, o plağı dolduran, öteki birçok yeteneğinin yanı sıra döneminin ünlü sanatçılarını da çok başarılı bir biçimde taklit edebilen Harry Blufftür.
bize sağlığımızın ne alemde olduğunu sordu. Daha sonra da bu aygıtın adının fonograf olduğunu söyledi ve ‘umarım beğenmişsinizdir’ dedi. Aynı ses, en sonunda bize iyi geceler diledi. Bu sözleri yalnızca biz değil, masamızın etrafına toplanan bir düzineyi aşkın insan da duydu.” Edison’un konuşan makinesinin seri üretimine 24 Nisan 1878 günü, New York’ta başlandı. İlk birkaç aygıtı alan gezginci tanıtımcılar, yanlarındaki plakları ücret karşılığında gittikleri yerlerde dinlettiler ve kazançlarının bir bölümünü, komisyon olarak Edison’un şirketine ödediler. Bu komisyon, fonograflarla birlikte verilen plakların kirası olarak alınıyordu. Bu gösterilerde, ayrıca ses kaydı da yapılıyordu. New York’ta yapılan gösterilerden birinde, “Yankee Doodle” adlı parça, Jules Levy tarafından kornetle çalındı ve bu ilk enstrümanlı müzik kaydı oldu. Evde kullanılabilecek pikapların ilki de, Edison şirketi tarafından 1878 yılında 10 dolardan piyasaya çıktı. Aygıtın yarattığı ilk heyecandan sonra, kayıtların kötülüğü, plakların dayanıksızlığı ve pikabı çalıştırmanın güçlüğü daha belirginleşti ve plağa olan ilgi azaldı. Edison da kendisini ampulüne ilişkin çalışmalara vermişti. Bell ve Tainter tarafından ilk geliştirilmiş gramofon üretilinceye kadar da ses kayıt tekniğiyle ilgilenmedi. İngiltere’de satış amacıyla doldurulan plaklardan günümüze kadar kalabilenleri, London Phonograph Co. tarafından 1892 yılında yapılan kayıtlardır. Harry Bluff’un seslendirdiği komik şarkılar ve baladlardan oluşan bu plaklarda, sanatçıya piyanist Edward Hesse eşlik ediyordu. Komedi dünyasının krallarından Albert Chevalier, özyaşam öyküsünde, 1892 yılında ziyaret ettiği bir panayırda,bir pikaptan kendi sesinin yükseldiğini duyunca hayretler içinde kaldığını belirtir. Zira, o güne dek hiç plak doldurmamıştır. Kuşkusuz, o plağı dolduran, öteki birçok yeteneğinin yanı sıra döneminin ünlü sanatçılarını da çok başarılı bir biçimde taklit edebilen Harry Blufftür.
Yorumlar
Yorum Gönder