Ana içeriğe atla

Kilidi anahtarı kim buldu icad icat etmiş bulmuş

Kilidi kim buldu
 Kilidi anahtarı kim buldu icad icat etmiş bulmuş, kim icad icat edip bulmuş, kim nasıl bulmuş, ne zaman, neden, nerede nasıl, tairih, niçin, tarihi gelişimi

Bâzı eşyâ ve yerlerin,
yabancılar tarafından açılıp kullanılmasını önlemek için konulmuş mekanizma. Kilitler, anahtar veya
basmalı, dönmeli düğmeler, elektrik düğmesi gibi mekanizmalarla çalışır ve açılır. İnsanlar tahminen
4000 seneden beri kilit kullanmaktadırlar. En eski kilit, Ninova Harabelerinde bulunmuştur. Önceleri
kilitler, tahtadan yapılmaktaydı. İlk madenî kilidi, Romalıların kullandığı zannedilmektedir. Numaralı ve şifreli kilitler, Çinliler tarafından keşfedilmiştir ve günümüzde yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Ortaçağda çok çeşitli kilitler kullanılmıştır. Bunlardan bâzıları, açmaya kalkışanların parmaklarını
kesen, bâzıları da parmaklarına zehirli iğne batıran mekanizmalara sahipti. Bâzı kilitler, alarm zillerine bağlı idi ki, bugün de bu sistemle çalışan kilitler mevcuttur.
Modern kilitlerin imâline 1750’lerde başlanmıştır. O zamanlardan beri en çok kullanılan kilit, anahtarla açılan kilit çeşididir. Anahtar deliği, anahtar yolu ve anahtarların hassas olması ve kilidin başka anahtarla açılmaması için kilit ustaları bütün hünerlerini göstermişlerdir.
Yale kilidi: Linus Yale isimli bir Amerikalı ressam, baba mesleği olan kilitçiliğe merak duyarak 1865’te dünyaca meşhur yale kilidini geliştirdi. Bu yeni kilit, çok çabuk tutuldu ve dünyâya yayıldı. Fabrikasyon olarak büyük sayılarda îmâl edilmeye başlandı.

Yale kilidinin, istenilen kalınlıktaki kapıya takılabilmesi de tercih sebebi olmaktadır. Büyük binalarda
her kapının ayrı bir anahtarı olmakla beraber, “master key” adı verilen bir anahtar, her kapıyı
açabilmekte ve böylece çok sayıda anahtar taşımaya lüzum kalmamaktadır.
Kilitlerin kullanılma maksadına göre pekçok çeşitleri vardır. Kapı kilidi, otomobil kilidi, kabin kilidi,
kumbara kilidi, bisiklet kilidi, telefon kilidi vs. gibi.
Yale kilidinde, hareketli bir silindir vardır. Silindir içindeki ve aynı hizada dışındaki yataklara metal
çubuklar yerleştirilmiştir. Çubuklar anahtar yoluna doğru küçük yaylarla itilmektedir. Anahtar, kilidin içine girdiği zaman anahtar dilindeki çıkıntılar, silindir üzerindeki çubukları aşağı-yukarı doğru hareket ettirir. Bu çubuklar da üstteki çubukları hareket ettirir. Yanlış bir anahtar kilide tatbik edildiği zaman, silindir üzerindeki çubuklar, silindir çevresinin içinde veya dışında kalır ve silindir dönme hareketi yapamaz. Çubukların uzunlukları, kendi anahtarlarına göre ayarlanmıştır. Kendi anahtarları tatbik edilince çubuklar silindirin çevresi ile aynı hizaya gelirler ve silindir döner. Böylece kilit açılmış olur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Sünnet mevlüdünde okunacak dua

Sünnet mevlüdünde okunacak dua اَعُوذُ بِالِّٰهل مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجي۪مِ بِسْمِ الِّٰهل الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم وَ الصَّ ةَالُ وَالسَّ مَالُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق إِمَامًا اَللّٰهُمَّ أَكْثِرْ ماَلَهُ وَوَلَدَهُ وَباَرِكْ لَهُ في۪مَا أَعْطَيْتَهُ Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm. Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Elhamdülillâhi rabbil-‘âlemin. Vas-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammediv ve ‘alâ âlihî ve eshâbihî ecma’în. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.” Anlamı: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı biz