Düello nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı
Düello iki kişi arasında önceden kararlaştırılarak, öldürücü silahla belli kurallara uyularak yapılan dövüş veya hesaplaşmadır. Eskiden düello, savaş öncesi ve iki kişi arasında yapılırdı. Taraflar bu dövüşe müdahale etmezlerdi. Bu çarpışmalar çok şiddetli olur, çarpışanlardan birinin ölümü ile son bulurdu. Sonradan bu, bir nevi gelenek haline geldi. Özellikle Germenler çok düello yaparlardı. Düello Germenler aracılığıyla Avrupa’ya yayılmıştır.
Fransızlar, 16. yüzyılda düelloya çok rağbet göstermişlerdir. Tarihi kayıtlara göre Fransa’da on sekiz yıl içinde düelloda 4000 kişi öldürülmüştür. Fransa’da iki kişi yolda karşılaştığında birbirine ilk olarak; “Dün kimin dövüşü vardı?” “Bugün kim dövüşecek?” diye sormak adet olmuştu.
Fransa’da düello, 19. yüzyıla kadar devam etmiştir. İngiltere’de ise bundan önce yasaklanmış, düello edenlere ağır cezalar verilmiştir. Avrupa’da düello, asiller arasında yayılmıştı. Sıradan bir kimse asillerle düello edemezdi. Bugünkü dünya hukukunda düello kanun dışıdır, yasaktır.
Fransa’da düello yapacak kimselerin yirmi bir yaşını bitirmiş, altmış yaşını geçmemiş olmaları şarttır. Düello için seçilen şahitlerin düellonun yapılıp yapılmamasına, hangi çeşit silahların kullanılacağına, düellonun yerini ve zamanını tayine yetkileri vardır. Şahitler düellonun ölümle bitip bitmeyeceğine karar veremez. Ancak dövüş durdurulacak mı, yoksa devâm mı edecek bunu kararlaştırabilirlerdi. Düellonun çeşitlerine göre konulmuş kuralları vardı. Düello sırasında bu kurallara uymak şarttı.
Kılıçla düello: Bu düelloda kılıçların ağırlığı 750 gramı geçmez, düellocular, çarpışma anında birbirleriyle konuşmazdı. Düellonun yerini şahitler tesbit eder ve şahit iki düellocunun kılıçlarının uçlarını birbirine değdirterek “Haydi beyler!” derdi. Bundan sonra düello başlamış olurdu. Ortada bastonla bir hakem bulunur, düelloyu en ince ayrıntılarına kadar takip eder ve gerekirse düelloyu durdururdu. Hakemin dur emrinden sonra taraflar düelloyu keserdi. Aynı zamanda yere düşmüş bir rakîbe vurmak da yasaktı. Düelloculardan biri yara alır almaz durdurulur, hazır olan doktor yaralıya müdâhale ederek gerekli tıbbi yardımı yapardı. Bundan sonra düellonun sürdürülmesi kararlaştırılırsa düello devam eder, aksi halde bırakılırdı. Karar vermede doktorun da kararı alınırdı. Ayrıca düelloda, düello yerinin eni en az 3 m boyu ise 30 metreden az olmazdı.
Tabancayla düello: Tabanca ile düelloda yapılan hazırlıklar kılıçla düellonun hazırlıklarının aynısıdır. Yalnız bunda kullanılan tabancalar, hısımların daha önce kullandıkları tabancalar olması şartı vardır. Tabancalar aynı cinsten olup şahitlerin gözleri önünde doldurulur. Sonra bir kutuya konularak mühürlenir ve bu kutu ancak düello anında açılırdı. Düellocular arasında en az 16 ile 25 m arasında mesafe bırakılırdı. Düellocular tabancalarını ya kollarını başlarına doğru bükerek havaya veya ellerini bacaklarına
yapıştırarak yere tutarlardı. Hakem önce “Dikkat!” diye seslenir. Sonra da “Ateş!” emrini verir arkasından saymaya başlardı “Bir… iki… üç”. Hakem sayarken düellocular üç el ateş ederlerdi. Üç dedikten sonra ateş etmek yasaktı. Her iki tabancada üçten fazla mermi bulunmazdı.
Amerika’da ise, düellocular önce sırtsırta durur, kararlaştırılan kadar adım yürüyerek, sonra geriye döner ve birbirlerine ateş ederlerdi.
Düello iki kişi arasında önceden kararlaştırılarak, öldürücü silahla belli kurallara uyularak yapılan dövüş veya hesaplaşmadır. Eskiden düello, savaş öncesi ve iki kişi arasında yapılırdı. Taraflar bu dövüşe müdahale etmezlerdi. Bu çarpışmalar çok şiddetli olur, çarpışanlardan birinin ölümü ile son bulurdu. Sonradan bu, bir nevi gelenek haline geldi. Özellikle Germenler çok düello yaparlardı. Düello Germenler aracılığıyla Avrupa’ya yayılmıştır.
Fransızlar, 16. yüzyılda düelloya çok rağbet göstermişlerdir. Tarihi kayıtlara göre Fransa’da on sekiz yıl içinde düelloda 4000 kişi öldürülmüştür. Fransa’da iki kişi yolda karşılaştığında birbirine ilk olarak; “Dün kimin dövüşü vardı?” “Bugün kim dövüşecek?” diye sormak adet olmuştu.
Fransa’da düello, 19. yüzyıla kadar devam etmiştir. İngiltere’de ise bundan önce yasaklanmış, düello edenlere ağır cezalar verilmiştir. Avrupa’da düello, asiller arasında yayılmıştı. Sıradan bir kimse asillerle düello edemezdi. Bugünkü dünya hukukunda düello kanun dışıdır, yasaktır.
Fransa’da düello yapacak kimselerin yirmi bir yaşını bitirmiş, altmış yaşını geçmemiş olmaları şarttır. Düello için seçilen şahitlerin düellonun yapılıp yapılmamasına, hangi çeşit silahların kullanılacağına, düellonun yerini ve zamanını tayine yetkileri vardır. Şahitler düellonun ölümle bitip bitmeyeceğine karar veremez. Ancak dövüş durdurulacak mı, yoksa devâm mı edecek bunu kararlaştırabilirlerdi. Düellonun çeşitlerine göre konulmuş kuralları vardı. Düello sırasında bu kurallara uymak şarttı.
Kılıçla düello: Bu düelloda kılıçların ağırlığı 750 gramı geçmez, düellocular, çarpışma anında birbirleriyle konuşmazdı. Düellonun yerini şahitler tesbit eder ve şahit iki düellocunun kılıçlarının uçlarını birbirine değdirterek “Haydi beyler!” derdi. Bundan sonra düello başlamış olurdu. Ortada bastonla bir hakem bulunur, düelloyu en ince ayrıntılarına kadar takip eder ve gerekirse düelloyu durdururdu. Hakemin dur emrinden sonra taraflar düelloyu keserdi. Aynı zamanda yere düşmüş bir rakîbe vurmak da yasaktı. Düelloculardan biri yara alır almaz durdurulur, hazır olan doktor yaralıya müdâhale ederek gerekli tıbbi yardımı yapardı. Bundan sonra düellonun sürdürülmesi kararlaştırılırsa düello devam eder, aksi halde bırakılırdı. Karar vermede doktorun da kararı alınırdı. Ayrıca düelloda, düello yerinin eni en az 3 m boyu ise 30 metreden az olmazdı.
Tabancayla düello: Tabanca ile düelloda yapılan hazırlıklar kılıçla düellonun hazırlıklarının aynısıdır. Yalnız bunda kullanılan tabancalar, hısımların daha önce kullandıkları tabancalar olması şartı vardır. Tabancalar aynı cinsten olup şahitlerin gözleri önünde doldurulur. Sonra bir kutuya konularak mühürlenir ve bu kutu ancak düello anında açılırdı. Düellocular arasında en az 16 ile 25 m arasında mesafe bırakılırdı. Düellocular tabancalarını ya kollarını başlarına doğru bükerek havaya veya ellerini bacaklarına
yapıştırarak yere tutarlardı. Hakem önce “Dikkat!” diye seslenir. Sonra da “Ateş!” emrini verir arkasından saymaya başlardı “Bir… iki… üç”. Hakem sayarken düellocular üç el ateş ederlerdi. Üç dedikten sonra ateş etmek yasaktı. Her iki tabancada üçten fazla mermi bulunmazdı.
Amerika’da ise, düellocular önce sırtsırta durur, kararlaştırılan kadar adım yürüyerek, sonra geriye döner ve birbirlerine ateş ederlerdi.
Yorumlar
Yorum Gönder