Silah nedir türleri ilk kim buldu ve kullandı mucidi icadı
Silahı kim buldu
İnsanlar savaşmak ve avlanmak için kendi organlarını yeterli görmeyip, ilk zamanlardan beri yardımcı aletler kullandı. Kesici, vurucu, neticede çeşitli şekillerde tahrip edici özellikleri olan ve dünyanın değişik yerlerinde değişik isim ve tipleri bulunan silahlar, basit şekillerden başlayarak günümüze kadar büyük gelişmeler kaydetmiştir.
Barutun icadıyla ateşli silahlar, teknolojik gelişmelere paralel olarak kimyasal, biyolojik, meteorolojik, aküstik, kozmik, nükleer ve soğuk savaş silahları gibi çeşitli boyutlar kazandı.
Ateşsiz silahlar
En basit ateşsiz silah, taş ve sopadır. Tas ve sopa ilk insandan beri kullanılmaktadır. İlk insanlar avlanmak ve kendilerini korumak için bu silahları kullanmışlardır. Zamanla silahın tahrip gücünü arttırmak için, keskin ve sivri uçlu aletler yapılarak gürz, bıçak, kılıç, mızrak, kargı, ok, cirit, bumerang, kalkan, zırh, mancınık, koçbaşı, hançer, balta, kama ve bunlara benzer pekçok çeşitte silah geliştirildi. Bunların savaşta en yaygın olanı kılıçtı. Meç, şimşir, gaddare, yatağan gibi çeşitleri vardı. Ateşli silahların bulunuşuna kadar yaygın olarak kullanılan diğer bir silah oktu. Mancınık, gülleleri ve büyük okları fırlatmaya yarayan bir aletten çok bir mekanizmaydı. Günümüzde hala kullanılmakta olan kasatura, tüfeğin ucuna takılan dürtücü ve kesici ateşsiz bir silahtır. Koçbaşı, ucunda demir bir koçbaşı bulunan asılı bir kirişten ibarettir. Kale kapılarını yıkmak için kullanılırdı.
Ateşli silahlar
Ateşli silahların tarihi barutun bulunmasıyla başlar. Çinliler tarafından bulunan barutun, Ortadoğu ve Avrupa’ya geçmesiyle ateşli silahlarda da önemli gelişmeler oldu. Suriye’den Bizans’a geçen bir ateşli silah şaşkınlıkla karşılandı. Çok eskiden beri Asya’da Türkler ve Çinliler tarafından kullanılan barut sonradan roket, top ve tüfek gibi silahlarda kullanılmaya başlandı. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde bu tür silahlarda büyük gelişmeler kaydedildi. Kosova Meydan Muharebesinde ve özellikle Fatih Sultan Mehmed Han tarafından, İstanbul’un fethinde toptan büyük ölçüde faydalanıldı. Yavuz Sultan Selim Han zamanında, tüfek orduda yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Top namlularına ilk yivi veren de Yavuz Sultan Selim Handır. O zamanlar top tekniği Avrupalılardan çok üstündü. Zamanla büyük değişikliğe uğrayan ateşli silahlar, mermi veya roket atan tabanca, tüfek, top, havan gibi çeşitli adlar altında, değişik vasıflara sahip birçok çeşitlere ayrıldı. Bunların herbirinin kullanılma amacına göre özellikleri vardır. Ayrıca bunların makineli, yarı otomatik tipleri gelişti.
Güdümlü mermiler, deniz hedeflerine karşı kullanılan torpidolar, çeşitli tipteki bombalar, roketler ve mayınlar da ateşli silahlar grubuna dahil edilebilir. Kara, deniz ve hava birliklerince kullanılan bu silahların bazısı taarruz, bazısı savunma, bazısı da hem taarruz hem de savunma gayesi güder. Mesela uçaklarda taarruz için kullanılan makineli tüfek, top, roket, güdümlü mermi ve çeşitli bombalar bulunabildiği gibi uçaklara karşı savunmada kullanılan güdümlü uçaksavar silahları da vardır. Yine zırhlı bir savaş aracı olan tankta kullanılan makineli tüfek, top, roket, alev makineleri, sis ve gaz makineleri yanında tanklara karşı kullanılan tanksavar topları, roketleri, bombaları, füzeleri bu silahların değişik gayelerde kullanılmasına misaldir.
Kimyasal Silahlar
Kimyasal maddelerin yakıcı, öldürücü, tahrip edici ve sis halinde gizleme özelliğinden faydalanılan silahlardır. Uçaklardan püskürtülerek, bombalarla, gaz havanlarıyla vb. değişik yollarla havaya karıştırılan savaş gazları, hedefteki canlılarda öldürme ve benzeri tahribatlar yapar. Gizlemede kullanılan sis silahları, zehirleyici bir özelliği olmamasına rağmen yangın maddeleri, yandığı
yerde zararlara yol açar. Bu maddelerin hedefe saçılmasında değişik usûller kullanılır.
Biyolojik silahlar
Düşmanı tahrip edici biyolojik maddelerdir. Çok tehlikeli bir silahtır. Düşman mıntıkasına atılan mikroplarla çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına dayanan bu silahın yapımı kolay, fakat karşı tedbirleri çok zordur. Bu sebeple 1947’de milletlerarası alınan bir kararla bu silahların yasaklanması üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Nükleer silahlar
Atom çekirdeğinin parçalanması veya küçük atomların birleşmesi neticesinde meydana gelen büyük miktardaki enerjiden, faydalanılarak yapılan atom ve hidrojen bombası gibi silahlardır. Bu silahların yakıcı, yıkıcı, ışık ve radyasyon gibi dört türlü tesiri vardır. En önemlisi radyasyondur. Alfa, beta, gamma radyasyonu olmak üzere üç türlü olan bu tesirin en tehlikelisi ise gamma ışınlarıdır. Patlama noktasından bir kilometre mesafede öldürmeye, bunun dışındaki mesafelerde ise çeşitli hastalıklara sebep olur. Bu silahlar, uçaklar tarafından veya pilotsuz uçaklarla, nükleer başlıklı füzelerle ve nükleer toplarla atılabilir.
Diğer silahlar
Her ne kadar bir silah olmamakla birlikte, üzerlerinde çeşitli silahlar taşıyan ve birer savaş aracı olan uçakları, gemileri, denizaltıları, uçak gemilerini, tankları da komplike ve dolaylı bir silah olarak kabul etmek mümkündür. Barış zamanlarında politik ve istihbarat faaliyetleriyle kültürel ve sosyal yapı üzerinde tahribat yapmak için kullanılan usuller ve yapılan işler de bir silahtır. Savunmada
bir vasıta olarak kullanılan radar, sonar gibi sistemler, lazer ve uzay araçları da birer silah grubu teşkil ederler.
Silahı kim buldu
İnsanlar savaşmak ve avlanmak için kendi organlarını yeterli görmeyip, ilk zamanlardan beri yardımcı aletler kullandı. Kesici, vurucu, neticede çeşitli şekillerde tahrip edici özellikleri olan ve dünyanın değişik yerlerinde değişik isim ve tipleri bulunan silahlar, basit şekillerden başlayarak günümüze kadar büyük gelişmeler kaydetmiştir.
Barutun icadıyla ateşli silahlar, teknolojik gelişmelere paralel olarak kimyasal, biyolojik, meteorolojik, aküstik, kozmik, nükleer ve soğuk savaş silahları gibi çeşitli boyutlar kazandı.
Ateşsiz silahlar
En basit ateşsiz silah, taş ve sopadır. Tas ve sopa ilk insandan beri kullanılmaktadır. İlk insanlar avlanmak ve kendilerini korumak için bu silahları kullanmışlardır. Zamanla silahın tahrip gücünü arttırmak için, keskin ve sivri uçlu aletler yapılarak gürz, bıçak, kılıç, mızrak, kargı, ok, cirit, bumerang, kalkan, zırh, mancınık, koçbaşı, hançer, balta, kama ve bunlara benzer pekçok çeşitte silah geliştirildi. Bunların savaşta en yaygın olanı kılıçtı. Meç, şimşir, gaddare, yatağan gibi çeşitleri vardı. Ateşli silahların bulunuşuna kadar yaygın olarak kullanılan diğer bir silah oktu. Mancınık, gülleleri ve büyük okları fırlatmaya yarayan bir aletten çok bir mekanizmaydı. Günümüzde hala kullanılmakta olan kasatura, tüfeğin ucuna takılan dürtücü ve kesici ateşsiz bir silahtır. Koçbaşı, ucunda demir bir koçbaşı bulunan asılı bir kirişten ibarettir. Kale kapılarını yıkmak için kullanılırdı.
Ateşli silahlar
Ateşli silahların tarihi barutun bulunmasıyla başlar. Çinliler tarafından bulunan barutun, Ortadoğu ve Avrupa’ya geçmesiyle ateşli silahlarda da önemli gelişmeler oldu. Suriye’den Bizans’a geçen bir ateşli silah şaşkınlıkla karşılandı. Çok eskiden beri Asya’da Türkler ve Çinliler tarafından kullanılan barut sonradan roket, top ve tüfek gibi silahlarda kullanılmaya başlandı. Selçuklu ve Osmanlılar döneminde bu tür silahlarda büyük gelişmeler kaydedildi. Kosova Meydan Muharebesinde ve özellikle Fatih Sultan Mehmed Han tarafından, İstanbul’un fethinde toptan büyük ölçüde faydalanıldı. Yavuz Sultan Selim Han zamanında, tüfek orduda yaygın bir şekilde kullanılmaktaydı. Top namlularına ilk yivi veren de Yavuz Sultan Selim Handır. O zamanlar top tekniği Avrupalılardan çok üstündü. Zamanla büyük değişikliğe uğrayan ateşli silahlar, mermi veya roket atan tabanca, tüfek, top, havan gibi çeşitli adlar altında, değişik vasıflara sahip birçok çeşitlere ayrıldı. Bunların herbirinin kullanılma amacına göre özellikleri vardır. Ayrıca bunların makineli, yarı otomatik tipleri gelişti.
Güdümlü mermiler, deniz hedeflerine karşı kullanılan torpidolar, çeşitli tipteki bombalar, roketler ve mayınlar da ateşli silahlar grubuna dahil edilebilir. Kara, deniz ve hava birliklerince kullanılan bu silahların bazısı taarruz, bazısı savunma, bazısı da hem taarruz hem de savunma gayesi güder. Mesela uçaklarda taarruz için kullanılan makineli tüfek, top, roket, güdümlü mermi ve çeşitli bombalar bulunabildiği gibi uçaklara karşı savunmada kullanılan güdümlü uçaksavar silahları da vardır. Yine zırhlı bir savaş aracı olan tankta kullanılan makineli tüfek, top, roket, alev makineleri, sis ve gaz makineleri yanında tanklara karşı kullanılan tanksavar topları, roketleri, bombaları, füzeleri bu silahların değişik gayelerde kullanılmasına misaldir.
Kimyasal Silahlar
Kimyasal maddelerin yakıcı, öldürücü, tahrip edici ve sis halinde gizleme özelliğinden faydalanılan silahlardır. Uçaklardan püskürtülerek, bombalarla, gaz havanlarıyla vb. değişik yollarla havaya karıştırılan savaş gazları, hedefteki canlılarda öldürme ve benzeri tahribatlar yapar. Gizlemede kullanılan sis silahları, zehirleyici bir özelliği olmamasına rağmen yangın maddeleri, yandığı
yerde zararlara yol açar. Bu maddelerin hedefe saçılmasında değişik usûller kullanılır.
Biyolojik silahlar
Düşmanı tahrip edici biyolojik maddelerdir. Çok tehlikeli bir silahtır. Düşman mıntıkasına atılan mikroplarla çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına dayanan bu silahın yapımı kolay, fakat karşı tedbirleri çok zordur. Bu sebeple 1947’de milletlerarası alınan bir kararla bu silahların yasaklanması üzerine çalışmalar yapılmaktadır.
Nükleer silahlar
Atom çekirdeğinin parçalanması veya küçük atomların birleşmesi neticesinde meydana gelen büyük miktardaki enerjiden, faydalanılarak yapılan atom ve hidrojen bombası gibi silahlardır. Bu silahların yakıcı, yıkıcı, ışık ve radyasyon gibi dört türlü tesiri vardır. En önemlisi radyasyondur. Alfa, beta, gamma radyasyonu olmak üzere üç türlü olan bu tesirin en tehlikelisi ise gamma ışınlarıdır. Patlama noktasından bir kilometre mesafede öldürmeye, bunun dışındaki mesafelerde ise çeşitli hastalıklara sebep olur. Bu silahlar, uçaklar tarafından veya pilotsuz uçaklarla, nükleer başlıklı füzelerle ve nükleer toplarla atılabilir.
Diğer silahlar
Her ne kadar bir silah olmamakla birlikte, üzerlerinde çeşitli silahlar taşıyan ve birer savaş aracı olan uçakları, gemileri, denizaltıları, uçak gemilerini, tankları da komplike ve dolaylı bir silah olarak kabul etmek mümkündür. Barış zamanlarında politik ve istihbarat faaliyetleriyle kültürel ve sosyal yapı üzerinde tahribat yapmak için kullanılan usuller ve yapılan işler de bir silahtır. Savunmada
bir vasıta olarak kullanılan radar, sonar gibi sistemler, lazer ve uzay araçları da birer silah grubu teşkil ederler.
Yorumlar
Yorum Gönder