Ana içeriğe atla

Torpidoyu İlk kim buldu icat etti mucidi kimdir tarihi

Torpido nedir ilk kim buldu ve kullandı

Torpidoyu kim buldu
Taşıdığı patlayıcı maddenin infilâk etmesi sonucu su
üstü ve denizaltı gemilerinin tahrip edilmelerini sağlayan kendinden tahrikli, muhtelif yönelme
kontrollarına sâhip küçük bir denizaltıya benziyen su altı silâhı.
Torpido denizaltından, su üstü

gemisinden, hattâ helikopter ve uçaktan doğrudan veya kısa menzilli bir füzeyle atılabilir. Hedefe
yaklaştığı veya çarptığı vakit taşıdığı patlayıcı madde infilâk eder. Gemi sacını yırtarak ve yangın
çıkararak büyük hasar meydana getirir. Torpido hareketli bir mayındır.

Torpidonun keşfi 1866 senesinde bir İngiliz mühendisi olan Robert Whitehead’e âittir. Bir mayına
basınçlı hava sistemi koyarak yapılan bu tür torpidolar ilk olarak 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşında
kullanılmış ve Batum’da bir Osmanlı Kruvazörü torpido ile batırılmıştı. 1904 senesindeyseJaponlar,
Ruslara karşı açtıkları savaşta torpidoyu başarıyla kullandılar. Birinci Dünyâ Savaşında Alman
denizaltılarının attıkları torpidolarla, toplam tonajı 1,5 milyon tonu aşan birçok İngiliz ticârî gemisi
suların dibine gitti. Bu savaşta torpido ile batırılan İngiliz savaş gemilerinin sayısı altmışın üzerindedir.
İkinci Dünyâ Savaşındaysa torpidoyla batırılan ticârî gemi tonajı 14 milyon tonu aşmıştır. Bu savaşta
200’den fazla da savaş gemisi aynı şekilde batmıştır. Amerikan denizaltılarının Pasifik Okyanusunda
batırdıkları Japon gemilerinin toplam tonajı 5 milyon ton civârındadır.

Torpidolar yapı ve kullanma maksatlarına göre muhteliftir. Eski teknolojiyle yapılan torpidolar buhar
kuvvetiyle tahrik edilmektedir. Bu tür torpidolar aynı zamanda bir tabanca mermisi gibi ilk
yönlendirildiği doğrultuda giderler. Hedefi kaçırma ihtimâlleri fazladır. Elektrik motoruyla tahrikli ve
akustik yönlendirme sistemlerini hâiz torpidolarsa hem uzun menzilli hem de hedefin çıkardığı
gürültüye yöneldiği için hedefi yakalama imkânı büyüktür.
Torpidolar ne kadar modern olurlarsa olsunlar, hedeflerini vurmadıkça işe yaramaz ve batarak
kaybolurlar. Bu bakımdan torpidolar atılmadan evvel hedef analizi yapan atış kontrol sistemlerinde
hedefin cinsi, hızı, yönü, derinliği; deniz suyunun tuzluluğu, yoğunluğu, sıcaklığı, akıntısı ve torpidonun
atıldığı gemi veya uçağın hızı, yönü, derinliği hassas bir şekilde tespit edilerek hesaplanır ve ilk
değerler torpidoya bu hesaplardan çıkan neticelere göre verilir. Torpidoya verilen ilk değerler ilk
hareket hızı, mesâfe, hız, açı ve derinliktir. Torpido tahrik sistemleri bu değerlere göre kendini
ayarlayarak çalışır. Tel güdümlü torpidolarda bu değerler belli bir menzile kadar her an değiştirilebilir.
Torpidolar, umûmiyetle torpido kovanından havayla veya torpidonun kendi pervane gücüyle atılırlar.
Su üstü gemilerinden havadan denize ve denizaltı gemilerinden denizden tekrar denize dönecek
şekilde havaya atılan roketli, akustik, klâsik ve nükleer başlıklı torpidolar da vardır. Roketli torpidolarla
menzil çok uzamış olur. Normal olarak torpido suya girdikten sonra en fazla 10 kilometre gider.
Nükleer başlıklı torpidolarda bu menzil 60-70 kilometreyi bulur

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Pekmezin tarihi ilk kim buldu mucidi kimdir kim icat etmiş nerde nasıl icad etmiş

Pekmez çeşitli meyve sularının ateşte kaynatılarak koyulaştırılması sonucunda meydana gelen normalden biraz daha fazla koyu  kıvamda meyve suyudur. Pekmezin ilk yapılış tarihi çok eskilere dayandığından kesin bir tarih vermek mümkün değildir. Bazı tarihi kaynaklarda Orta Asya’da yaşayan topluluklar arasında pekmezin var olduğu bilinmektedir. Pekmez Anadolu, Orta Doğu, Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yapılan ve zevkle yenen bir ekmek katığıdır. Özellikle Türklerde pekmez yapımı çok ileri gitmiştir.

Sünnet mevlüdünde okunacak dua

Sünnet mevlüdünde okunacak dua اَعُوذُ بِالِّٰهل مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجي۪مِ بِسْمِ الِّٰهل الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ اَلْحَمْدُ رَبِّ الْعَالَم وَ الصَّ ةَالُ وَالسَّ مَالُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِه وَ اَصْحَابِهِ اَجْمَع رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ أَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ أَعْ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق إِمَامًا اَللّٰهُمَّ أَكْثِرْ ماَلَهُ وَوَلَدَهُ وَباَرِكْ لَهُ في۪مَا أَعْطَيْتَهُ Okunuşu: “E’ûzü billâhi mineş-şeytânir-racîm. Bismillâhir-rahmânir-rahîm. Elhamdülillâhi rabbil-‘âlemin. Vas-salâtü ves-selâmü ‘alâ rasûlinâ Muhammediv ve ‘alâ âlihî ve eshâbihî ecma’în. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil-müttekîne imâmâ. Allâhümme eksir mâlehû ve veledehû ve bârik lehû fî mâ a’taytehû.” Anlamı: “Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim Allah’ın adı ile. Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e âl ve ashabının hepsine salât ve selâm olsun. Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı biz